ZİRAAT MARŞI

Sürer, eker, biçeriz güvenip ötesine. Milletin her kazancı, milletin kesesine. Toplandık baş çiftçinin Atatürk'ün sesine Toprakla savaş için ziraat cephesine. Biz ulusal varlığın temeliyiz, köküyüz. Biz yurdun öz sahibi, efendisi, köylüyüz.

26 Ocak 2022 Çarşamba

Atilla Totoş zeytini anlattı: 1 milyon ton üretime ulaşabiliriz / Füsun İkikardeş


Atilla Totoş zeytini anlattı: 1 milyon ton üretime ulaşabiliriz / Füsun İkikardeş

Ecz. Atilla Totoş ise yaptıklarıyla destan yazıyor. Ürettiği işleri dinle dinle doyamaz, anlat anlat bitiremezsiniz.

Atilla Totoş, Butik Zeytin ve Zeytinyağı Üreticileri Derneği Başkanı. Mucize zeytin meyvesinin bilinmeyen ya da az bilinen marifetlerini keşfetmiş, tıbbi zeytinyağı kavramını geliştiren öncülerden. Zeytine, toprağına, tarıma tutkun bir isim. Ahlarla vahlarla zaman kaybetmemiş, kolları sıvayıp işe koyulmuş. Biz tanıyınca böyle düşündük, bakalım siz ne diyeceksiniz. 

SİZİN YAYINLARINIZ NEDENİYLE TARIMA GİRDİM

  • Siz eczacısınız Atilla Bey, butik zeytin işine girerken meslekten yararlandınız herhalde…

Eczacının sağlıktaki yeri çok farklı. Hem tıp literatürünü hem sokağın dilini bilir eczacı. Ben de yediğim zeytinyağındaki farkı anladım ve anladıklarımı literatür taramalarıyla çalıştım. Yağda yağ molekülleri dışında bir şey var! Yağ molekülü olmayan bileşimler çok daha etkili. 

  • Zeytin merakınız nereden geliyor? Egeli misiniz? 

Aslen Erzurumluyum, ama Ankara’da büyüdüm, AÜ Eczacılık Fakültesi mezunuyum. Eşim Muğlalı… Sizin yayınlarınız nedeniyle tarıma girdim. Süreli bir yayında 90’lı yıllarda şunu okudum: Türkiye’de 50 kadar bayisi olan bir ABD’li emlak şirketi, o zamanki Büyük Efes otelinde bayilerini topluyor. Yatırım tavsiyelerinde bulunuyor. Artık ev almayın arsa almayın, gayrimenkulde tarım arazilerini toplayın. Sonra bunları yüksek karla yurtdışına satacaksınız, diyor. Toplantıda Tapu Kadastro‘dan da davetli var. ‘Üyelerinizi yanlış yönlendiriyorsunuz. Yasalarımız yabancıya toprak satışını yasaklar. Tarım arazilerimiz satılamaz, diyor! Bu haber beni çok etkiledi. İsrail’in bölgedeki tarım faaliyetlerini çağrıştırdı. 

  • Tarihin de etkisi oldu yani?

Gözlemlerim ve 16 yaşından beri okurum. İşin içinde sosyoloji, tarih de var. Bunları okuyunca, aklıma Çanakkale’de 16 yaşında şehit düşmüş gençler geldi. Benden sonra bu vatan toprağını benim kadar sevecekler, diye düşünmüşlerdi. Bu emanete hıyanet edemem, dedim. Biz satılacak bir toprak mı bırakacağız? Yarın bunları bile bile hiçbir şey yapmamış olmamak için tarım arazilerini topolayacağım, çiftlik kuracağım, diye başladım. Tarım arazileri kıymetlensin, insanlar toprak satmasın, dedim.

TEŞVİKLER VARDI YARARLANDIK

  • Birikim gerekti mi? Nasıl halletiniz?

Ben halk çocuğuyum, üniversitede 5 yıl aynı pantolonla okula gittim. Eczacılıktan edindiğim birikimi tarıma yatırdım. Önce hayvancılık, süt ürünleri diye düşündüm, sonra zeytinde karar kıldık. O dönem sıfırdan zeytinyağı fabrikası kurmak için teşvik vardı. Bir vatanseverin önerisi oldu, Kırsal Kalkınmayı Destekleme Programına başvurdum. 2006’da ilk makinemizi aldık, yeri kiraladık ve başladık. Bir dizi olumsuzluklar yaşadık, bir iki sene uğraştık fabrikamızı kurduk, şimdiki yerimizde üretime başladık.  

  • Bölge olarak da Muğla uygun tabi…

Bizim bölgemiz rafinasyonluk kötü zeytinyağı bölgesi olarak bilinirdi. Bize gelenler arasında, Genellikle kötü üne sahip bir marka vardı. Burası ucuz ve kötü yağın yeri, dedi. Ben mükemmel bir zeytinyağı yaparım, iyi yağ yapmayı öğrendim, deyince çalışmadık. 

  • Kusurlu yağ ne demek?

Ağır kusurlu rafinasyonluk zeytinyağı demek. Daha çok riviera da kullanılır. Riviera, Fransız tatil şehri! Ne romantik değil mi? Hiç alakası yok. Dünyada zeytinyağı sektörü ‘pure‘ der. Yani saf demek. Oysa biz kusurlu zeytinyağı aromasını bildiğimiz için o tat ve kokuyu almazsak bunu tüketemiyoruz. O yüzden rafine edip kokusuz yağ haline getiriliyor. Yemekli yağdan bir miktar (yüzde 5-15 arasında değişmek şartıyla) yemeklik yağa katılarak riviera zeytinyağı yapılır. Aslında rafine bir yağdır. 

MEMECİK ZEYTİNİ SAHNEDE 

  • Sizin zeytinyağının farkı nedir? 

Teşvikle kurduğumuz fabrikada 2008’de sıkım ve şişeleme başladı eşe dosta, akrabalara gönderiyorum. Tadı ağır geliyor… Büyükşehir insanının damak tadı başka! Çeşitli eğitimlere katılıyorum, Aydın’daki bir eğitimde Zeytindostu Derneği ile tanıştım. Bir doçent hocanın eğitimine katıldım, mükemmel bir kompozisyon sergiledi. Çekine çekine ‘Muğla Yatağan’da zeytinyağı fabrikam var, bu eğitimi çiftçilerimize verebilir miyiz, dedim. Siz topluma faydalı bilgi aktarmak istiyorsunuz, bizler bu işi hayır için yapıyoruz. Biz Zeytindostu Derneğiyiz, dedi. Eğtimleri düzenlemek için ne gerekiyor? Bir salon! Çarşamba gününe eğitimi koyduk. O toplantıda Memecik zeytininin dünyanın en aromatik yağlarından birini verdiğini öğrendim. Hocaların verdiği bilgileri uygulamaya çalıştım. İlk sıkımda Usta, sabahın 5’inde gelip, ‘Bir acı bir acı, gırtlağı yakıyor‘ diye uyandırdı. Bugün Memecik, Türkiye’nin en güçlü, sağlık amaçlı yağlarının bir kısmının çıktığı yerdir. Orijini Muğla, ama en çok Aydın’da dikilir. Bakanlık desteği olmadan dikilen bir zeytin. Sertifikası olduğundan bakanlık sertifikalı zeytin fidanını desteklemek durumunda. Sonradan Memecik zeytini de sertifikalandı. 

  • Siz bu türlerin tanıtımı için yarışmalar da düzenliyorsunuz… 

Muğla Türkiye’nin en hızlı değişen ili. Gelişmesinde çorbada tuzumuz kadar katkımız varsa ne iyi. Zeytindostu Derneği’nin tanıtımlarda çok büyük katkısı var. Her yıl yarışmalar düzenliyor, bu yıl 15‘incisi yapıldı, yarışmaya katılan firma sayısı 100‘ü geçti. İlk yıllarda 3-5 firma ancak bulunurdu. 

ORGANİK DEMEK NATÜREL DEMEKTİR

  • Organik zeytinyağı derken neyi kastediyorsunuz? Bazı saygın ziraatçiler, hepsi organik‘ diyerek bu kavrama itiraz ediyor. 

Natürel demekle organiği işaret ediyoruz. Yani dışardan, kimya sanayi tarafından hazırlanmış takviyeler ve zirai ilaçlar kullanılmadan yetişitirilmiş olan meyvelerin verdiği yağ! Organik tabanlı, natürel kaynaklı petrol esaslı ve ya kimya san tarfından sentezlenmemiş bahçelerden elde edilen zeytinlerden sıkılmış yağ. Köylünün yaptığı zeytinyağ var, o da tabi ki organik. Ama içinde, zeytinde olması mümkün olmayan bir takım bileşenleri içerdiği için bu yağ, sadece zeytinyağıdır. Diğer meyve sebze için de geçerli. Yani ne olmuş? Özellikle çok güzel meyve istediğimiz zaman, bolca gübre ve bolca zirai ilaç kullanmışsın! Güzel olsun, satışı iyi olsun iyi para kazanalım diye. Özellikle yağda çözünenler dokulara giderler. Vücudumuzda dönüştürülmeden atılanlar pek zarar vermezken, kalanlar yağ dokusunda biriktikleri için kanseri, kötü genleri tetikleyebilirler.

ALLAH VERDİ ZİRAATİNDEN MEYVE ZİRAATİNE

İbni Sina’nın yağlı formüllerinde kullandığı tek yağ zeytinyağıdır. Faydalı molekülü alır, kişinin bünyesine aktarır. Bugün pek çok bilimsel yayın var. Oleropain (kansere karşı), oleakantal (alzheimer’a karşı) etkili olduğu yurtdışında kabul edilmiş moleküller.

  • Bizdeki zeytin üretimi genel olarak ne durumda? 

Bütün dünyaya yetecek kadar zeytinyağımız yok. Ağaç sayısına bakınca allah verdi ziraatinden meyve ziraatine dönersek üretim artar. Nar, elma bunlara bir şey olsa, üretici napalım der. Ama zeytine bakıp allah vermedi bu sene der geçer. Bu anlayıştan vazgeçilmeli. Türkiye’nin 200 bin tontan 1 milyon ton üretime geçmesi için 2-3 yıl yeter. Bizde bu kadar potansiyel var. Ağacın eksiklikleri tamamlanır, organik zirai mücadele yaparsanız, hayvan gübresiyle fermante eder ağaçlara verirseniz oldukça güzel güçlü ağaçlarınız olur, verim artar.  

  • Giderek butik üretime mi geçiliyor? Bizde ne kadar butik üretici var?

100 cıvarında olduğunu öngörüyoruz. Üretim miktarı olarak bazıları 1 ton, bazıları 100 ton üretebiliyor. Bir sezonda birkaç bin ton işleyebilir. Türkiye’de 4-5 sene önce 10 ton üstünde butik üretim yapan tesis yoktu, şimdi 40-50 tonu zorlayan yeni üreticiler var. 

ZEYTİNDEKİ YAĞ KUSURSUZDUR

  • Bilinçli bir tüketicinin evinde hangi zeytinyağı olmalı?

Zeytinyağının yeşil ya da alaçakır (hafif pempeleşmiş) olduğu dönemlerinde minör bileşen yükü farklılaşır. Farklı renk oluşumlarında değişir. Zeytinyağı meyve yağıdır. Dolayısıyla üretici, yetiştirme, hasat, sıkım ve saklama şartlarında hata yaptığında ağır kusurlu veya az kusurlu zeytinyağı ortaya çıkar. Aslında zeytin sineği veya mantar hastalıkları zeytine zarar vermediyse hangi renkte olursa olsun (olgunluk dönemi) dalındaki zeytinin içindeki yağ kusursuz ve mükemmeldir Türkiye’de. Onu kusurlu hale üreticiler ve fabrikalar getitir.

  • Üretici nerede kusur işliyor?

Çuvala koyarak! Örtü üstü zeytinle karıştırarak! Bu kusurlu yağların ağır tat ve kokulardan uzaklaştırılması sonucu, yani natürel yağlarla karıştırınca riviera zeytinyağı ortaya çıkar. Bilinçli bir tüketicinin evinde her sabah içeceği kalitede yeşil zeytinden üretilecek bir zeytinyağı, hoş kokulu ve aromatik kokusu güzel, soğuk yemeklerde kullanacağı bir zeytinyağı bulunmalı. Riviera zeytinyağı da yemeklerde kullanılmalıdır. Yani nerede ateş görüyorsa orada kullanılabilir. Zaten yanacağı için diğer yağlar kadar bozulmaz. 100 gr patatesi ayçiçek yağıyla kızartırsanız 6 gram trans yağ yersiniz. Bunu aynı miktarda zeytinyağı ile yerseniz yarım gram yersiniz. Fırın kızartması gibi dışarda zeytinyağı ile bezeyip yemeklerde kullanırsanız yarım gramın da altına düşer. Trans yağlar kanser oluşumu ve tıkanmaya bağlı kalp damar hastalıklarında suçlu yağlardır. 

  • Butik zeytinyağı ne demek?

Organik ya da organik tabanlı çalışılmamış olabilir. Genellikle tek çeşit zeytinden, o zeytinin karakterini değiştirmeden elde edilmiş yağlardır. Zeytinin dalındaki özelliğini şişeye aktarabilen yeniliklere açık üreticilerdir. Burada yüksek montanlı üretim hedeflenmiyor. Asıl kasıt, yoğun endüstriyel üretimi hedeflemeyen ürünleridir. 

  • Butik zeytinyağı üreticilerinin ortak özelliği nedir?

Firmaların kusursuz hasat ve kusursuz işleme teknikleri üzerinden kendini yenileyen AR-GE‘si olan, olmasa da yeniliklere açık işletmeler. Mesela bundan 5-6 sene önce Türkiye’de polifenol dediğimizde, bileşenleri hiç kimse göz önüne almazdı. Butik üreticiler bunu araştıran inceleyen kişi benim. Zeytindostu derneği olarak polifenol ve işlevini anlattığımızda hemen sahiplendiler. Yoğun üretim yapanların da dikkatini çekti. Bu evsaflarda yağ var mı diye incelemeye başladılar, gelişme var.

  • Polifenol nedir?

Zeytinyağının içinde, yağ molekülü olmayan diğer maddelerin hepsine diyoruz. Buna zeytinyağının küçük bileşenleri demek daha doğru. Bunlar çok etkili. Yağ moleküllerinin önemini ikinci dereceye iteleyecek kadar önemli.

ANTİK ÇAĞLARDAN BERİ ŞİFACI

  • İlk olarak nasıl keşfedildi? 

Zeytinyağı antik çağlardan bu yana şifa ile anlatılıyor. Bunu araştırınca 2004 yılında oleuropain‘i Almanların bulduğu görüldü. Meme kanserine yol açan her iki geni baskı altına aldığını buldu. Diyelim çok kötü besleniyorsunuz, tabi o zaman oleuropain de koruyamıyor. Almanlar, kanser ilacıyla birlikte vermiş ve görmüşler ki kemoterapinin etkilerini yarıya düşürdü, pozitif etkisini ikiye katladı. 

Türkiye’de sektörde ilk polifenolü yüksek zeytinyağını üreten biz olduk. Gurme, natürel denince akla İtalyanlar geliyor. Italyan bir şişesini 10 dolara satarken, İspanyol 5 dolara, Türk olunca 1 dolara alıcı buluyor! İspanyollar neden biz 10 dolara satamıyoruz, diye araştırmış. 

2004 yılında bu çalışmayı yaptıklarında İspanyollar için gidilecek yol belirlendi. Cordoba’nın bir üniversitesindeki dahiliye bölümünde zeytinyağı ana bilim dalı gibi bunu çalışmaya başladılar. Yani zeytini! Amaç İspanyol yağlarının marka değerini artırmaktı. Yunanlar da sağlığa yöneldiler. Sağlık bileşenlerini ihtiva eden yağlarıyla vitrine çıkıyorlar. ABD’de Yale’de 2020 Aralık ayında ikinci kez Yunan zeytinyağının sağlık üzerindeki etkileri tartışıldı. Butik Zeytin ve Zeytinyağı Derneği olarak bu altyapının gelişmesi için çalışıyoruz. Supplement gıda kavramı var. Beslenmede destek gıda olarak geçiyor. 

  • Eczanede satılabilir mi?

Direk zeytinyağı olarak hayır. Ama yaprakla kombine ettik. 

* * * * * * * * * * * * * * * * *

KAYNAK: https://www.aydinlik.com.tr/

https://www.aydinlik.com.tr/haber/atilla-totos-zeytini-anlatti-1-milyon-ton-uretime-ulasabiliriz-273216

21 Ocak 2022 Cuma

Doç. Dr. Mücahit Taha Özkaya: Zeytini pırlantaya çevirebiliriz

 






Doç. Dr. Mücahit Taha Özkaya: Zeytini pırlantaya çevirebiliriz / Füsun İkikardeş

Dersimizin adı zeytin. Bilgeliği binlerce yıl önce kanıtlanmış, sağlık simgesi. Meyvesi, yağı, her derde deva. Bizim Anadolu topraklarının güney kıyıları, Doğu Akdeniz havzası kıyıları anavatanı.

Füsun İkikardeş
Akademik hayatını zeytine adamış olan ziraatçi Doç. Dr. Mücahit Taha Özkaya, verdiği bilgilerle bize ışık tuttu.
Geçen yılın yangınları, bu yılın zeytin üretimi, zeytinyağı fiyatları, ne olacak bu zeytin ağaçlarının hali, vs. diye araştırırken ‘Zeytin hakkında bilgi mi, o halde Mücahit Hoca‘ya, dediler. Telefonla ulaştık, tanıştık, sorularımızı yanıtladı. Ziraat Fakültesi‘ni bitirdiği yıl, ‘zeytin‘ çalışmaya başlamış, o gün bugündür zeytin’i araştırıyor. Üretiminden hastalığına, yağından asidine neredeyse bizdeki her bir zeytin ağacının sicilini biliyor. Ha, çok önemli bir konumu daha var: Akademik araştırmaları sanayi ve tarımın hizmetinde. Yani, dünyanın zaman ve emeğiyle ortaya çıkan veriler, sonuçlar, incelemeler rafa kaldırılıp tozlanmaya bırakılmıyor. Özetin özeti tabi, ama AÜ Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Mücahit Taha Özkaya ile zeytin üzerine her şeyi konuştuk. 

ZEYTİN ÇALIŞAN TEKNOKENT
Zeytinle ilgili pek çok kesim sizi adres gösteriyor. Zeytinle buluşmanız nasıl oldu, nasıl gelişti? 
Lisanstan sonra o zamanki bölüm başkanımızın teklifiydi. Yeni Asistanı olmuştuk. Zeytinde çalışır mısınız? Zeytin çalışan yok‘ dedi, kabul ettim. Sene 1986… Yüksek lisansımı Girit adasında Hanya’da Akdeniz Araştırmaları Merkezinde yaptım. Türkiye’de çalışmaları yayınladık. Doktora konusu yine zeytindi, tez için dolaşmadık yer kalmadı. Uluslararası Zeytin Konseyi Danışma Kurulu üyesiyim. Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi çalışmalarını yapmıştık. 
Üniversitemiz, Uluslararası Zeytin Konseyi Türk Delegasyonunda Danışma Kurulu Üyeliği görevinde yer aldı. Yine ilk kez Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyinin Kurumsal Üyeliğine sahiptir. AÜ Ziraat Fakültesi, sadece zeytin çalışan bir teknokent şirketine sahiptir.

ÇÖZÜM GETİREN ARAŞTIRMALAR 
Bu kadar yoğun akademik çalışma… Bizim zeytin üreticimiz, tarım, sanayi haberdar mı? Nasıl yararlanıyor diyelim? 
Ankara’dan zeytincilik yapıyorum. Aldığım bilgileri sektöre aktarmak çok önemli. Yüksek lisansımı yaparken de onların içindeydim. Üniversitenin misyonu bu. Sektörün problemleri üzerine yoğunlaştık. TBMM de 2006 ve 2008 yıllarında araştırma konseyi oluşturulmuştu. Bunlar üzerinde çalıştık. Bana gelen yüksek lisan öğrencileriyle de sadece sorunları dile getiren ve çözüm getiren çalışmalar yaptık. 
Örnek verebilir misiniz? 
Mesela Gemlik zeytin çeşitleri. Çeşidi her yere dikildi (2006 yılında verilen destekle.) 2008 yılında TBMM araştırma komisyonu ile üreticilerle sohbet ederken Üreticilerden tepkiyle karşılaştık.
Akhisar’da görmüştüm. Gemlik üstüne ‘domat’ aşılanmıştı ve Gemlik şişmişti. Aşı uyuşmazlığı olduğunu saptadık. Biz de on ayrı Gemlik çeşidi üzerine aşıladık, aralarındaki uyuşmazlığı saptadık.
Başka bir öğrenciye verdiğimiz tezde zeytin yaprağındaki stomaların üzerini örten tüylerin kuraklıkla birlikte arttığını görmüştük. Ayvalık farklı şekilde koruma altına alıyor kendini. Hep bunlar ülkenin sorunlarına çözüm arayan çalışmalar…

SAĞLIK, TİCARET, TARİH 
Zeytinyağı üreticileri size danışıyor mu? 
Örneğin Antalya Ticaret Borsası’nın yürüttüğü çalışmada, ‘Tavşan yüreği’ çeşidini çalıştık. Analizler sonucunda şu ana kadar Türkiye‘deki en yüksek oleokantal barındırıyor. Alzheimere‘dan kansere bir sürü hastalığa iyi geliyor. Üstüne üstlük ABD’li ve İspanyol doktorlar bunun derneğini kurmuşlar. Bu molekülde var bir şey diye düşünüyoruz. 
Bir de zeytin ağacının uzun ömrü çok bilinir. Bunlar eski ağaçlar mı? 
Kilis’de anıt ağaç bulduk, 3 tane tesbit ettik. Tescil etme çalışmaları yürüyor. Dedikleri şöyle, bundan kat kat yaşlı, 1000-2000 yaşındaki ağaçları kestik odun yaptık. 
Zeytinle ilgili her konudan haberdar mısınız?
Evet bire bir takip ediyorum. Ziraat Mühendisleri Odası‘nın 5 yılda bir düzenlediği bir kongre vardır. Orada bu sorunları masaya yatırırız. En son 2020 yılında yapıldı, Pandemi nedeniyle maskeli olarak katıldık. 

YANGINLAR BİLE YOK EDEMEZ
Kendi başına bir tarih zeytin. 4 milyon yıl ne demek! Mesela yangında yanan zeytin ağaçlarını ıslah etmek için bir çalışma başlattık. Toprak altında bir yumrusu vardır. Bu yumruyu korursanız toprak altından sürgünler sürüp çıkar, tekrar büyümesine devam eder. Zeytin ağacı çok kendine özgüdür. Ağacın bağımsız kök sistemi vardır. Ağacın bir kısmına bir miktar asit değerse, o kökün bağlı olduğu dal kurur, ama ağacın kendisi kurumaz.“ 

BEŞİNCİ SIRADAYIZ
Nedir bugünkü sorunlar?
En başında gelen nokta, üretici para kazanamaması. Bütün insanlar zeytinyağı yemeli deniyor, ama rakamlara bakalım. Dünyada 200 milyon ton bitkisel yağ üretiliyor. Sadece 3 milyon tonu zeytinyağı. Buna karşılık 75 milyon ton palm yağı üretiliyor.
Bizim zeytinyağı üretimimiz ne durumda?
En büyük üretici İspanya ve dünyada üretilenin yüzde 51’ini veriyor. Onu İtalya takip ediyor, ortalama yarısı kadar. Sonra Yunanistan, onu Tunus takip ediyor. Biz 5. Sıradayız. Biz sadece 200 bin ton üretiyoruz. Türkiye’nin ihtiyacı olan bitkisel yağ 2,5 milyon ton. Bunun 1,5 milyon tonunu ithal ediyoruz. Bugün devlet zeytinyağı dışındaki yağlar yasak dese 2 milyon 250 milyon ton ithal etmemiz lazım. Dünyada zeytinyağı üreten bu 5 üreticiye ek olarak 5 Akdeniz ülkesi, dünyanın tükettiği zeytinyağının yüzde 95’ini üretiyor. Bunlar Cezayir, Fas, Mısır. 

ENDEMİK BİTKİ GİBİ
Peki en büyük tüketici kim? 
Bu ülkeler üretir ama yüzde 75‘ini de tüketir. Geriye kalan yüzde 25’i ABD, Avrupa, Çin ve dünyanın geri kalanını tüketir. En büyük ithalatçı da 300 bin tonunu alarak ABD birinci. Dünyada zeytinyağı yok yani… Demek ki zeytin, endemik bitki gibi ortada duruyor. Ama bir özelliği daha var. Tek meyve yağı. içinde minör bileşen var. Yani, politenoller, aroma maddeleri var. Çekirdeği de var, ama asıl zeytinyağı ,yediğimiz etli kısımda yer alıyor. Mesela fındık yağı dediğimiz zaman veya mısır, ay çiçeği dediğimizde tohumdan elde edilir, onlar kolay! Ama zeytinyağı rafinasyonu aynı şey değil. Sadece zeytinyağı kendine özgü fabrikalarda işlenebilir. Zeytinyağı ile ay çiçek yağını aynı fabrikada üretemezsiniz. 

KOOPERATİF ÜRETİMİ ESAS
Biz ne kadar zeytinyağı tüketiyoruz? 
Bizim üretiğimiz 200 bin tonsa, kişi başına 2 litre düşer. Aslında 160 bin tüketiyoruz. Üstünü ihraç ediyoruz. Oysa ihtiyacımız daha fazla. Türkiye‘de herkese yedirebiliriz, potansiyelimiz var, ama nasıl üreteceğiz? İsterseniz makineli hasat yapın, geniş arazilere zeytin ekin, ayçiçeği üretiminden pahalı olacak. O kadar işlem var ki maliyeti artırıyor. 
İspanya nasıl halletmiş? Bizden daha mı zengin? 
İspanya‘da o kadar büyük kooperatifler var ki bir tanesi 300 bin ton zeytinyağı üretiyor. Biz 1700 fabrikada 200 bin ton üretiyoruz. İspanya’da çok geniş zeytinlikler kooperatifleşmiş, makineler devasa boyutta.

HER MEYVENİN ÖZELLİĞİ FARKLI 
Ne yapacağız hocam, bir yolu var herhalde?
İtalya örneği var. Yüksek kalitede zeytinyağı üretiyorlar, premium deniyor. Böyle bir sınıf yaratabilmek için kamu desteği lazım, devlet desteklemelidir. 2006 yılında Meclis Komisyonu’nda böyle bir madde eklenmesini önerdik, rapora eklendi. Butik zeytinyağı üretmek için naturel sızma ve sınıflandırmasını yaptık. Bizdeki zeytinlikler küçük, maliyetimiz çok yüksek. En güzeli üst sınıf yaratmak. Asıl hedeflerimizden beri natural sızma zeytin yağını farklı gruplara ayırmak. Birisi de sağlık için zeytinyağı üretmek olmalı. Yurt dışında marketlerde değil gıda destek grubu satan merkezlerde satışa sunulur. Şu anda amazon’da litresi 100 dolar. Bazı eczanelerde satılıyor. 
Nasıl zeytinyağı bu? Özelliği nedir?  
Her bir meyvenin bir özelliği var. İzmir sofralık zeytin tadımı yaptık. Bunu şu tarihte hasat et, şu fabrikaya götür sıktır dediğimizde 1200 polifenol çıktı. Bu ne demek? Marketteki zeytin yağında yüzde 50 bile değildir. Zeytin meyvesini bir elmas olarak tanımlayalım. Pırlantaya çevirmek için usta ellere teslim etmek lazım. Değeri 10 kat artar. Usta ellere vermezseniz cam keser elmas olur, başka bir şey olmaz. 

ZEYTİNİN ANAVATANINDAYIZ
Var mı bizde böyle çeşitler?
Mesela Kilis zeytinyağı içinde bir baharat acılığı var, inanılmaz! Acaba hangi hastalığa iyi geliyor bilimiyoruz. Zeytinin anavatanındayız. Hepsi gen kaynağı. Cudi dağında 1700 metreye çıktık, orda zeytin bulduk. Gabar dağında 4 bin yaşına yakın zeytin ağacı var. Hepsi üzerinde çalışmamız lazım.
Devlet haberdar mı bunlardan? 
Şırnak Valisine gittik, anlattık. Harran Ovasının sulama yapılmayan bölgesinde Ceylanpına Devlet Üretme Çiftliğine doğru olan bölgede, 50 bin dönümde zeytincilik yapılabilir diye rapor hazırladık. Yurt dışından gelmemeli, bizdeki genler korunmalı. Projemiz onaylandı, ama yapılamadı. 
Yine bu özel çeşit zeytin mi üretilecek? Gelir hesabını da yaptınız mı? 
200 bin ton zeytin üretiyoruz. 160 bin ton tüketiyoruz. Kalanını ihraç ediyoruz. İhraç ettiğimiz 40 binin 20 bin tonunu gıda takviyesi olarak litresi 100 avrodan satsak, 10 avroyu üreticiye versek işte hesap! Tamamı 2 milyar avro elde ederiz. Tarımsal ihracat toplamımız 15 milyar dolar, 20 bin ton zeytin yağını değerlendirsek 2 milyarını böyle çıkartırız. Üretici de memnun olur, litre başı 10 avro alırsa ağacını kuş sütüyle besler.  
Tabi denetim ve işbirliği ayakları da olacak… 
Denetim için Tarım, Sağlık, Ticaret ve Kültür bakanlıkları konsorsiyum oluşturmalı. Kontrollü gitmesi lazım. Hani reklamlarda görüyoruz günde 1 adet bilmem ne vitamini diyor ya, biz de günde bir kaşık natural sızma zeytin yağı diye satmalıyız.

GEN KAYNAKLARIMIZ ÇALINIYOR
Zeytinin ana vatanı yukarı Mezopotamya. Cudi dağından Hatay’a kadar olan bölge. 
Gen kaynağımız o kadar zengin ki. Şu anda bölgede 100 tane gen kaynağımız var. Toros dağları gen kaynağıyla dolu. Bunlar tek tek çalışılmalı, kayıt altına alınmalı. Yoksa bizim peşimizden gen kaynakları için dolaşan insanlar çok fazla. Alıp götürüyorlar! Ispanya ve İtalya, baba Esad zamanında zeytinyağı üretimi için Suriye’ye bedava makine verdiler. Buna karşılık gen kaynaklarını toplamalarına izin verdiler.”

ÖLÜMSÜZ ZEYTİNDEKİ CEVHER
Zeytinyağı analizleri açısından dünyanın en iyisi kabul edilen İspanya Cordoba Üniversitesi’nden gelen raporda, ‘Tavşan Yüreği‘ zeytininden elde edilen zeytinyağının içindeki oleokantal oranıyla dünyadaki diğer çeşitler arasında en yüksek orana sahip olduğu belirlendi. Tavşan Yüreği, yıllık yaklaşık 100 ton, yağı ise yaklaşık 2 ton üretiliyor
Kilis Yağlık‘ bugüne kadar önemsenmemiş bir zeytin çeşidi olarak varlığını sürdürmüş. Oysa içinde barındırdığı özel aromalar ve içerdiği yüksek fenolik bileşenlere bakılınca dünyada eşi benzeri yok. Kaynağı ne olduğu henüz bilinmeyen baharat acılığı bulunuyor. Serbest yağ asidi 0.1-0.2 iken polifenol içeriği kilo başına 795 mg olarak ölçülmüş. Ne anlama geliyor derseniz, market rafındaki sofralık zeytin yağındaki oran 50 mg’a bile ulaşamaz, diyor Taha Hoca. Kim bilir kaç çeşit hastalığa derman, ne kadar bilinmeyen marifeti var, henüz bilinmiyor.

DAĞ TAŞ ZEYTİNLİK OLMALI
Türkiye 1 milyon ton zeytinyağı üretme potansiyeline sahip. Üreticiye dönen miktarı düşünseniz, ağaç sayısını artırmak için dağ taş zeytin olur. Benim istediğim budur. Sahra çölünde bile zeytin yetişiyor. Zeytin ağacını dağlara taşlara ekseniz 1 milyon ton zeytinyağı alırsınız. Yunanistan, İngiltere’de sağlık için zeytinyağı yarışması düzenliyor. Yani ‘Ben sektöre girdim, diyor. Dünyada 3 milyon ton üretiliyor ya, yüzde 25’ini, 800 bin ton zeytin yağını sağlık için üretseniz taleplere yetişemezsiniz. Devasa bir pazar var. ABD’nin tükettiği bitkisel yağ miktarı 15 milyon ton. Ithal ettiği sadece 300 bin ton. ABD; gıda takviyesi olarak raflarda görse, kimse tutamaz.“
* * * * * * * * * * * * * * *
 
Kaynak: https://www.aydinlik.com.tr
https://www.aydinlik.com.tr/haber/doc-dr-mucahit-taha-ozkaya-zeytini-pirlantaya-cevirebiliriz-272136-2#1c

14 Ocak 2022 Cuma

KÖY ENSTİTÜSÜ GÖRSELLERİ EŞLİĞİNDE “ZİRAAT - KÖY ENSTİTÜLERİ” MARŞI – 1


KÖY ENSTİTÜSÜ GÖRSELLERİ EŞLİĞİNDE “ZİRAAT - KÖY ENSTİTÜLERİ” MARŞI – 1
Güftesi B. Kemal çağlar tarafından yazılan ve bestesi A. Adnan Saygun tarafından yapılan bu marş, önce 'ZİRAAT MARŞI' olarak düzenlenmiş daha sonra bütün köy enstitülerinin ortak marşı olmuştur.

KÖY ENSTİTÜSÜ GÖRSELLERİ EŞLİĞİNDE “ZİRAAT - KÖY ENSTİTÜLERİ” MARŞI – 2


KÖY ENSTİTÜSÜ GÖRSELLERİ EŞLİĞİNDE
“ZİRAAT - KÖY ENSTİTÜLERİ” MARŞI – 2

Güftesi B. Kemal çağlar tarafından yazılan ve bestesi A. Adnan Saygun tarafından yapılan bu marş, önce 'ZİRAAT MARŞI' olarak düzenlenmiş daha sonra bütün köy enstitülerinin ortak marşı olmuştur.