ZİRAAT MARŞI

Sürer, eker, biçeriz güvenip ötesine. Milletin her kazancı, milletin kesesine. Toplandık baş çiftçinin Atatürk'ün sesine Toprakla savaş için ziraat cephesine. Biz ulusal varlığın temeliyiz, köküyüz. Biz yurdun öz sahibi, efendisi, köylüyüz.

7 Haziran 2024 Cuma

İklim değişikliği eylem planı yayınlandı: Türkiye'nin sanayi ve tarımı tehlikede / Rabianur Ağar

İklim değişikliği eylem planı yayınlandı: Türkiye'nin sanayi ve tarımı tehlikede / Rabianur Ağar

Çevre, Şehircilik ve İklim Bakanlığı, 2024-2030 yılları kapsamındaki 'İklim Değişikliği Azaltım Stratejisi ve Eylem Planı'nı yayınladı. İklimbilimci Prof. Dr. Doğan Yaşar Aydınlık’a değerlendirdi.

Çevre, Şehircilik ve İklim Bakanlığı, 2024-2030 yılları kapsamındaki "İklim Değişikliği Azaltım Stratejisi ve Eylem Planı"nı yayınladı. Kısa zamanda ses getiren planı, iklimbilimci Prof. Dr. Doğan Yaşar Aydınlık’a değerlendirdi. Yaşar özellikle; emisyon ticareti, hayvancılık kaynaklı metan emisyonlarının azaltılması ve yutak alanların korunması maddeleri üzerinde durdu.
Avrupa Birliği (AB)’nin enerji azatlımı için Türkiye’ye baskı uyguladığını söyleyen Yaşar, İklim Değişikliği Azaltım Stratejisi ve Eylem Planı’nın en fazla sanayicileri zarara uğratacağını ve devletin sanayicilere yardım etmezse büyük bir iflasa yol açacağını söyledi. Sanayicilerin karşılaştığı bu yükün sebebi ise enerjinin azaltılması için teknolojik anlamda gelişmiş fabrikaların kurulması. Fakat Türkiye’de birçok fabrika, eski makinelerle üretim yapıyor…

AZ ENERJİYLE FAZLA ÜRÜN ÇIKARTACAK TEKNOLOJİ GEREK

İklimbilimci Prof. Dr. Doğan Yaşar, söz konusu eylem planının sanayicilere vereceği zararı şöyle anlattı:

“İklim Değişikliği Azaltım Stratejisi ve Eylem Planı bazı yönlerden yapılması gereken şeyler. Ormanların korunması, sulak alanların korunması gibi maddeler var buralar çok iyi. Burada enerji azaltılacak diyorlar. Mesela Japonya bir birim enerji kullanırken biz dört birim enerji kullanıyorduk. Bu da bizim fabrikaların ne kadar eski olduğunun bir göstergesiydi. Eylem planının hedefinde şu var, öncelikle sanayideki bütün bu cihazların teknolojisinin yenilenmesi. Mümkün olduğunca çok az enerjide çok ürün ortaya çıkartılması.”

AB KENDİ KAFASINA GÖRE DÜZENLEME YAPIYOR’

Planda yer alan emisyon ticareti kurulmasının sebebini anlatan Prof. Dr. Yaşar şunları söyledi:
“Avrupa Birliği, insan kaynaklı küresel ısınmanın var olduğu konusunda oldukça ısrarlı. AB, fosil yakıtlardan emisyon ticaretinin kurulmasını istedi. Bizim bu eylem planının içinde de var. Bu fosil yakıtlardan uzaklaşmak demek. Karbon fiyatlandırma mekanizmaları düzenlenecek. Yani karbon kullanılan malzemelere ek vergi gelecek.
“Avrupa Birliği buna başladı ama şunu da yaptılar, nükleer enerji ile doğalgaz enerjisini yeşil enerji olarak kabul ettiler. Oysa doğalgaz fosil yakıt, nükleer ise yenilenebilir bir enerji bile değil. AB enerji komisyonu arasında bir çatışma çıktı. Polonya gibi eski ülkeler kömür kullanıyor. Bunun yanı sıra Fransa'nın enerjisinin yüzde 80'i nükleerden gelir. Ondan dolayı kendi kafalarına göre bir düzenleme yapıyorlar. Böylece aldıkları karar doğrultusunda yalnızca kömür üretenlerden vergi alacaklar.”

VERGİ ARTMASIN DİYE YAPILIYOR

Burada en çok Türkiye zarar görüyor. Çünkü bizim ana ticaretimiz AB ile. Biz, kurak dönemlerde fosil yakıtları kullanıyoruz. Böylece vergimiz çok artacak. Vergimiz artınca da ticaretimiz aksayacak. İşte bu meselenin önüne geçmek için emisyon ticareti kuruluyor. Yani artık bu meselelere inanmasak da yapacağız. Almanya sürekli Türkiye'ye fosil yakıtı indirin diyor. Ama yıl 2024 bizim yıllık fosil yakıtımız 550 milyon metreküp, Almanya'nın 850 milyon metreküp.”

PLAN HAYVANCILIĞI BİTİRMEYİ HEDEFLİYOR

Prof. Dr. Yaşar, Planda göze çarpan noktanın hayvancılık kaynaklı metan emisyonlarının azaltılması olduğunu söyledi. Yaşar hayvancılığın hedef alındığını belirterek şu ifadeleri kaydetti:

“Bu eylem planında enteresan bulduğum şey şu oldu: Hayvancılık kaynaklı metan emisyonların azaltılması. Ben burayı gerçekten hiç anlamadım. Yapay ete ve yapay süte geçiş yapmak için bunu yapıyorlar. Zaten üretimde büyük sorunlarımız vardı. Daha büyük bir sorun oluşacak. Bir de efendim bu hayvanlar gaz çıkartarak havayı ısıtıyorlar. Dünyada 8-9 milyar insan var, onlar da gaz çıkartıyor. Ne yapalım insanların yarısını da mı keselim? Bu çok saçma sapan bir durum.
“Türkiye'nin programında böyle bir maddenin yer almasını ben çok yadırgadım. Havaya atılan bütün gazların mutlaka bir kullanıcısı vardır. Yani siz havaya ne atarsanız o gaz bir canlı tarafından kullanılır. Doğanın kendi düzenidir bu. Yok hayvan gazı dünyaya zarar veriyormuş, yok böyle bir şey. Bu tamamen ticari!”

GÖLLER BÖLGESİ ÇÖLLER BÖLGESİNE DÖNÜŞTÜ’

Yutak alanların korunması yani Türkiye’nin yer altı ve yer üstü sularının korunması da söz konusu eylem planının maddeleri arasında. Prof. Dr. Yaşar bu maddeyle ilgili de şu bilgileri verdi:
“Dikkatimi çeken başka önemli konu da şu; 'İklim değişikliğini engellemek için yutak alanların korunması' yani sulak alanların korunmasından bahsediyorlar. Orman falan sanıyorlar ama yutak alanlar okyanuslar, denizler, göllerdir. Havadaki karbonun yüzde 95'ini bunlar çeker. Biz yutak alanların korunması lazım diyoruz ama göller bölgesini çöller bölgesine çevirdik. Yanlış tarım politikaları sebebiyle yutak alanlarımızı kaybediyoruz. Yutak alanlar gittikçe emisyon ölçeği de artıyor. Bilinçli gübre kullanımı sağlanması, doğayla uygun tarım ürünlerini üretmek lazım.”

1 KİLO ELMAYA 1 LİTRE SU

Prof. Dr. Yaşar, Türkiye’nin yanlış tarım politikası uyguladığını da hatırlatarak elma ile armudun sakladığı sırrı da şöyle açıkladı:
“Türkiye'de 25 tarım havzası var. Bu 25 havzasını Tarım ve Orman Bakanlığı her yıl yağışa ve su potansiyeline göre ürün belirlemek durumdadır. Örneğin geçen yıl İspanya; elma, armut gibi çok fazla su isteyen bitkileri yasakladı. Çünkü bu ürünler bir kiloya günde 1 litre su ister. İspanya elma, armut ağaçlarının kurumayacağı şeklinde su verilmesini istedi. Yani biz de 1-2 sene elma, armut yemeyebiliriz. Biz ne yaptık 2020 yılında, 4.3 milyon ton elma ürettik. Yani biz her gün 4.3 milyon ton su vermişiz bu elmalara. Bu suyun yüzde 80'ini yer altından vermişiz. Böylece yer altından verdikçe bu suyu bu kuyuların su kaynağı da göllerdir. Böylece göllerde de su kalmıyor. O sene biz 180 milyon dolar elma ihracatı yapmışız. Bunu gururlu bir şekilde söylediler ancak bunun özü şu, biz bedavaya su ihracatı yaptık. Adam kendi ülkesinde bunu üretmiyor. Dışarıdan elma, armut alıyor. Senden çok daha fazla kâr etmiş oluyor.”

* * * * * * * * * * * *

Kaynak: https://www.aydinlik.com.tr/haber/iklim-degisikligi-eylem-plani-yayinlandi-turkiyenin-sanayi-ve-tarimi-tehlikede-469108

* * * * * * * * * * * *

Hiç yorum yok: